İçindekiler
Osteoporoz, günümüzde pek çok insanın karşılaştığı, ancak sıkça göz ardı edilen bir sağlık sorunudur. Birçok insanın vücudunda sağlam kemiklere ihtiyaç duyduğunu bilmesine rağmen, yaş ilerledikçe ya da bazı sağlık durumları nedeniyle kemiklerin zayıflayabileceğini anlamakta zorlanıyor. Osteoporoz, “gözenekli kemik” anlamına gelir ve bu hastalıkta kemiklerin yoğunluğu azalır. Kemikler, zamanla daha ince ve kırılgan hale gelir. İlk başlarda osteoporoz genellikle belirti göstermez; sessiz bir şekilde ilerleyerek, kemiklerin zayıfladığını fark etmemek mümkündür. Ancak ilerleyen aşamalarda, beklenmedik bir düşme veya basit bir hareketle kemiklerin kolayca kırılabileceği gerçeğiyle karşılaşılır. Özellikle omurga, kalça ve bilek gibi bölgeler osteoporozdan daha fazla etkilenir.
Osteoporoz Kimlerde Görülür?
Osteoporoz, ortalama yaşlardaki birçok insanın yalnızca yaşlılıkla ilişkilendirdiği bir durumdur. Ancak bu hastalık, sadece yaşla ilgili değildir. 50 yaş ve üzerindeki kadınlarda osteoporoz oldukça yaygındır, ancak erkeklerde de görülmektedir. Kadınların menopoz dönemine girmesiyle östrojen hormonunun azalması, kemik yoğunluğunda kayıplara yol açar. Osteoporoz geçmişi olan aile üyeleriyle birlikte yaşayan kişiler, bu durumu daha fazla dikkate almalıdır. Düzenli sağlık kontrolleri yaparak, osteoporoz risklerini öğrenmekte fayda vardır.
Osteoporozun Belirtileri Neler?
Osteoporozun ilk evrelerinde herhangi bir belirti yoktur, bu nedenle kemik erimesi başladığında hemen fark edilmesi zordur. Bazı insanlar sırt ağrıları, boy kısalması veya eğilmiş bir duruş gibi belirtiler yaşamaya başladıklarında osteoporozun ilerlemesini görebilir. Özellikle omurga kırıkları, dayanılmaz sırt ağrılarına neden olabilir. Bu tür belirtiler görüldüğünde veya ailede osteoporoz geçmişi varsa, mutlaka bir doktora görünmek önemlidir.
Osteoporoz Tanısı Nasıl Konur?
Osteoporoz tanısı koymak için en sık kullanılan yöntem kemik yoğunluğu ölçümüdür. Hastalar, DEXA adlı özel bir cihazla kemik yoğunluklarını ölçtürebilirler. Bu basit ve ağrısız test sayesinde kemiklerin ne kadar güçlü ya da zayıf olduğu öğrenilebilir. Kemik yoğunluğu ölçümü, osteoporoz riskini tespit etmek için en güvenilir yöntemlerden biri olduğu için risk grubundaki kişilere bu testi yaptırmaları önerilir.
Osteoporozdan Korunmak İçin Neler Yapılabilir?
Osteoporoz tedavi edilmezse, yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürebilir. Bu nedenle sağlıklı kemikler için günlük yaşamda bazı değişiklikler yapmak mümkündür:
- Kalsiyum, kemik sağlığı için en önemli minerallerden biridir. Yeterince kalsiyum almak için süt, peynir ve yoğurt gibi süt ürünleri ile yeşil yapraklı sebzelerin diyete eklenmesi önerilir. Ayrıca D vitamini almak için düzenli olarak güneşe çıkmak, kalsiyumun emilimini artırır.
- Kemikleri güçlü tutmak için ağırlık taşıma egzersizleri oldukça faydalıdır. Haftada birkaç gün yürüyüş ve hafif ağırlık egzersizleri yapmak, kemiklerin desteklenmesine yardımcı olur.
- Sigara içmenin kemik erimesini hızlandırdığı bilinmektedir. Bu nedenle sigara kullanımını bırakmak ve alkol tüketimini sınırlı tutmak önemlidir. Her iki alışkanlık da kemik sağlığını olumsuz etkiler.
Osteoporoz gibi sinsi ilerleyen hastalıklarda erken teşhis oldukça önemlidir. Belirli aralıklarla kemik yoğunluğu kontrolü yaptırmak ve doktor önerilerine dikkat etmek, sağlığı korumak için gereklidir.
Osteoporozla Yaşamak ve Sağlığı Korumak
Osteoporoz, dikkat edilmediğinde yaşam kalitesini düşürebilen bir hastalıktır. Ancak doğru önlemler alındığında kemik sağlığını korumak mümkündür. İnsanlar bu konuda ne kadar bilgili olsalar da, bir doktordan destek almanın önemini unutmamalıdırlar. Osteoporoz riskini azaltmak, kemikleri güçlü tutmak ve sağlıklı bir yaşlılık geçirmek için gereken önlemleri almak son derece önemlidir. Unutulmamalıdır ki sağlıklı kemikler, sağlıklı bir yaşamın temelini oluşturur.