İçindekiler
Entübe olmak, tıbbi bir terim olup, bir kişinin solunum yollarını açmak ve solunumunu sağlamak amacıyla solunum cihazına bağlanması anlamına gelir. Bu işlem, “entübasyon” adı verilen bir prosedürle yapılır. Entübasyon, endotrakeal tüpün ağız ya da burun yoluyla nefes borusuna yerleştirilmesidir. Bu tüp, kişinin hava yollarını açık tutarak oksijen almasını sağlar. Entübasyon, genellikle ciddi solunum sıkıntısı yaşayan hastalarda, anestezi sırasında ya da acil durumlarda başvurulan bir yöntemdir.
Entübeden Dönüş Oranı Nedir? Dönüş Olur mu?
Entübasyon sonrasında “dönüş” ifadesi, hastanın entübe edildikten sonra tekrar kendi başına nefes alabilmesi anlamına gelir. Entübeden dönüş oranı, hastanın entübasyondan sonra solunum yollarının açılması ve kendi başına solunum yapmaya devam etmesi ile alakalıdır.
Entübasyondan dönüş oranı, hastanın genel sağlık durumuna, entübasyonun nedenine ve yapılan tedaviye bağlı olarak değişir. Akut solunum sıkıntısı çeken ve entübe olan bir hasta, tedavi ve iyileşme sürecinde entübasyondan çıkabilir ve kendi başına nefes almaya devam edebilir. Ancak bazı durumlarda, örneğin ciddi akciğer hastalıkları veya kalp yetmezliği gibi durumlarda, entübasyondan dönüş daha zor olabilir. Entübe edilen hastaların iyileşme süreci, özellikle yoğun bakımda takip edilen hastalar için dikkatli bir şekilde izlenir.
Entübenin Zararları Nelerdir?
Entübasyonun bazı potansiyel zararları ve riskleri olabilir, bunlar genellikle uygulama sırasında ya da sonrasında meydana gelebilir. Başlıca zararlar şunlardır:
Endotrakeal tüpün yerleştirilmesi sırasında hava yolunun, özellikle trakeanın veya ses tellerinin zarar görmesi mümkündür. Bu tür yaralanmalar, geçici veya kalıcı boğaz ağrıları, ses kısıklığı ve nefes alma zorluğu gibi problemlere yol açabilir.
- Entübasyon, hastaların solunum yollarına doğrudan müdahale edilmesi anlamına gelir. Bu da enfeksiyon riskini artırabilir, özellikle ventilatörle solunum yapılan hastalarda “ventilatör ilişkili pnömoni” gibi enfeksiyonlar gelişebilir.
- Tüpün yerleştirilmesi sırasında ya da sonrasında hava yolunun tıkanması, özellikle mukus birikmesi nedeniyle sorun yaratabilir. Bu da solunum zorluğuna yol açabilir.
- Entübasyon sonrasında, tüpün varlığına bağlı olarak hastalar sıklıkla boğaz ağrısı, yutma güçlüğü veya rahatsızlık hissi yaşayabilirler.
- Entübasyon sonrasında hastalar, özellikle yoğun bakımda uzun süre kalırlarsa, travma, korku ve anksiyete yaşayabilirler.
Entübe Akciğere Zarar Verir mi?
Entübasyonun akciğerler üzerinde doğrudan zararı olmasa da, bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Endotrakeal tüp, akciğerleri oksijenle beslerken, aynı zamanda bazı riskleri de taşır:
Ventilatörle yapılan solunum, akciğerlere basınç uygular ve bu da akciğer dokusunda zararlar yaratabilir. Bu duruma ventilatör ilişkili akciğer hasarı denir. Bu tür hasar, akciğerlerin daha az verimli hale gelmesine neden olabilir.
Endotrakeal tüp, bazı bölgelerde akciğerlerin tamamen havalanmamasına yol açarak atelektaziye (akciğerin bir kısmının çökmeleri) neden olabilir.
Endotrakeal tüpün yanlış yerleştirilmesi veya aşırı basınç uygulanması, akciğerin zedelenmesine ve hava sızmasına (pnömotoraks) yol açabilir.
Sonuç olarak, entübasyon hayat kurtarıcı bir prosedür olsa da, doğru bir şekilde yapılması ve iyileşme sürecinin dikkatli bir şekilde izlenmesi gereklidir. Bu işlem, yalnızca ciddi solunum problemleri yaşayan hastalar için uygulanır ve genellikle entübasyondan sonra zararlar minimumda tutulmaya çalışılır.
Daha fazla bilgi için https://www.polikinlik.com/ adresimizi ziyaret edebilirsiniz.